Dünyanın en eski ve kadim ülkelerinden biri olan Japonya’da
ne zaman yeni bir hükümdar tahta geçse bir döneme isim vermekle görevlendirir.
Ki yaratacağı hanedanın ve ülke için neler yapabileceğini görelim. Bu işlem
aynı zamanda ülkenin takvimini belirliyor ve o şekilde ilerliyor. Örnek vermek
gerekirse bundan bir önceki isim HEİSEİ yani barış ol anlamına gelmekteydi ve gerçekten
de bu dönem Japonya’nın teknolojik kalkınması ve 90’lardan beri bildiğimiz pek
çok marka ile dünyaya açılımını yansıtmaktaydı. Bundan önceki isim de Showa
yani Parlayan Japonya olarak verilmişti. Bu dönem Japonya’nın ikinci dünya
savaşı güçlenişini anlatmaktaydı.
Fakat 30 Nisan 2019 da
İmparator Akihito’nun tahttan çekileceği açıklaması üzerine gözler onun oğlu
olan prens Naruhito’ya çevrildi ve o da yakın zamanda yeni dönemin ismini Reiwa
olarak açıkladı. Yani KANUNLARIN HARMONİSİ. Kanımca naruhito burada gelecekte
kanunlara bağlı bir döneme kapı açacağını belli bir şekilde yaratmasıyla
birlikte harmoni kelimesine vurgu yapması bence tuhaf kaçmakta ama aynı zamanda
iyi bir mesaj vermekte. Çünkü günümüz Japonya’sında pek çok diğer harmoni halinde
yaşamalarını beklediğimiz ülkeler (örneğin Belçika, Almanya, Hollanda vb.) gibi
orada da büyüyen bir milliyetçilik duygusu hâkim olmakta ve bazen uç koşullara
başvurdurmak zorunda kalıyor. Bu da kimi cinayetlere ve bazı kültürlerin
kaçmasına ve ülke düzeninin bozulmasını sağlamaktadır. Tüm ülkelerde yükselen
sağ kanatlı uç akımlar peki ne kadar doğru? Fransız Devrimi sonrası sevilen ve
dünya tarafından benimsenen, birçok imparatorluğu yıkan, günümüz sınırlarının
çizilmesini sağlayan bu akım gerçekten dünyaya ne kadar katkı sağladı? Ya da
başımıza bela mı olmakta?
Bence buna cevabımız kesinlikle evet olmalıdır. Çünkü pek çok
Avrupa devletinin bu akımla kurulması belki zamanına göre iyi bir şeydi fakat günümüzde
özellikle vurgulamak gerekirse 21. yüzyılda yani internet ve komünikasyonun
hatsafaya ulaştığı yıllarda bizim izlememiz gereken yol kesinlikle bu
olmamalıdır. Çünkü bu akımın yükselmesi hem genel dünya barışını bozmakta hem
de insanları din, dil, ırk yönünden ayırmasını insanların birbirine en yakın
dönemde yapması gerçekten kabul edilebilir değildir. Çünkü bu durum insanda
kendine nefreti sağlamakta ve belki de sonu intihara gidecek bir yolu
açmaktadır. Toplumsal olarak bakacak olursak, bu durum belki de kaç yıldır
komşu ve harmoni içinde yaşayan ailelerin arkadaşların hayatını bozacak ve ülke
içinde iç savaşa yol açabilecek kadar ilerleyecektir.
Bu yüzden gelecek
imparatoru Naruhito’nun gerçekten çok uluslu bir ülkenin imparatorunun yapması
gereken doğru şeyi yaptığını ve ne kadar imparatorluk anlayışını kaybetsek de
biz dünyayı bir imparatorun harmonisiyle yönetmemiz gerekir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder